TÜRKİYE’DE OKUMA ALIŞKANLIĞI

NEDEN OKUMUYORUZ ?

Kitap okuma güzel bir alışkanlıktan başka bir şey değildir.
Fransa’da her gün bir buçuk milyondan fazla kitap basılıyor.
Japonya’da ise bir yılda basılan kitap sayısı , tam dört milyar iki yüz milyondur. Türkiye’de bir yılda basılan kitap sayısı yirmi üç milyon üç yüz seksen altı bindir. Türkiye’de bir yılda basılan kitap , Japonya’da bir günde basılıyor.
Japonya’da yılda kişi başına yirmi beş kitap . Fransa’da yılda kişi başına yedi kitap. Türkiye’de beş kişiye bir kitap düşüyor.
Türkiye’de öğrenimin bütün aşamalarında bireyleri eleştirici bir okuma alışkanlığından kaçırmak için bütün nedenler hazırdır.
Gerek ana dilin,gerekse değişik bilgi alanlarının öğretiminde öğrencinin yararlanmasına sunulan ders kitapları,kapağı,kağıdı,çamur gibi baskısı,çirkin resimleri,yalnız ezberde kavranacak içeriği ile okumaya özendirmekten çok uzaktır.

Toplumu yönlendirmek isteyen güç sahiplerinin en büyük silahı özel televizyonlardır.Eskiden bu silah yazılı basındı,sinemaydı.Elli yıldır buna televizyon da eklendi. Bugün televizyonun kitlelere sattıramayacağı bir ürün,beğendiremeyeceği bir kötü kişi yoktur. Bu büyük gücü ellerinde bulunduranlar,eğer bencil çıkarları için insanları aptallaştırmak isterse o zaman televizyonların kitap okuyan değil,kitap okumayan bir toplum için program yapacakları açıktır.


NİÇİN OKUMALIYIZ ?

· Uygar toplumlarda bireyin kendi uğraş alanında ilerlemesi , önemli görevlere , yetkilere yükselmesi , gelişmiş bir okuma yetisi aracılığıyla kazandığı bilgi birikiminin sonucudur.

· IQ ‘sü yüksek , akademik zekaya sahip kişiler eğer ders dışı kitaplar , romanlar , öyküler,şiirler... okumuyorlarsa , duygusal zekaları gelişmemektedir.

Duygusal zeka , kendini harekete geçirebilme , aksiliklere karşı yoluna devam edebilme , sıkıntılarını düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendisini başkasının yerine koyabilme , umut besleme anlamında kullanılmaktadır.

· Okuma, dil ve kişiliği sistematik olarak geliştirmenin en etkili araçlarından biridir.

· Psikologlar , çocukların derslerde başarılı olmaları için mutlaka kitap okuma alışkanlığının kazanılmasını öneriyorlar.

· Seçkin yapıtları okumak , özümlemek , özgürleşmenin en soylu etkinliğidir.Okumak , beynin özgürleşme eylemidir.

NASIL OKUMALIYIZ ?

· Her metnin farklı bir okuma biçimi vardır. Bilimsel bir metinle bir romanı , bir gazete haberiyle bir şiiri aynı biçimde okumak mümkün değildir. Bu , söz konusu metnin hangi amaçla yazıldığına bağlı olduğu kadar “Niçin okuyorsunuz ?” gibi bir soruya verilen karşılıklar arasında : “Bilgi edinmek,haber almak,dinlenmek,vakit geçirmek,tat almak...”gibi yanıtlar ön sırayı alır.

· Okuma sözcükler için değil ; düşünceyi saptama amacıyla olmalıdır.

· Bir amaç için ve öncelikle ana düşünceyi yakalamak için okuyun.

· Tüm dikkatinizi ,anlamak için okumaya yöneltin.

· Öğrendikleriniz üzerinde düşünün , yorum yapın , konuşun ve onları uygulamaya çalışın.

· “Nasıl okumalıyız ?” sorusuna , Antoine Albata , şöyle cevap verir:
Okuma , tutkuların nen asilidir. Ekmek nasıl bedeni beslerse , o da öylece ruhu besler.

· Büyük yazarlar ömürlerinin yarısını okumakla geçirmişlerdir. Montesquie , “Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği kederim olmamıştır.” der.

NELER OKUMALIYIZ ?

· “Kitap vardır,ancak tadına bakılmak içindir;kitap vardır yutulmak için,kitap vardır çiğnenmek , özümlenmek içindir. Başka deyimle: kimi kitapların insan ancak birkaç bölümüne göz atmalı , kimisini baştan sona şöyle okuyup geçmeli , pek azını da her ayrıntı üzerinde titizlikle durarak adam akıllı okunmalı.” ( Bacon )

· İnsanlık tarihine ve yaşayışına biçim veren , sosyal olayların nedenlerini anlatan bilim yasalarını küçük yaştan başlayarak öğrenmek zorundayız.

· Dünya klasiklerini okumalıyız. Bu yapıtlar bize , insanoğlunun düşündüklerinin ve çabalarının enginliğini sergiler , bir bütün olarak bizi insana götürür.

· Tercih edilen okuma materyaline dayandırılarak belirlenmiş dört okuyucu tipi vardır:

b) ROMANTİK TİP : Büyüleyiciyi tercih eder. Bu tip çoğunlukla başka çocukların çevresi ile ilgili hikayelere ve edebi olmayan eserlere duyarlı olan 9 ve 11 yaş çocukları arasında özellikle göze çarpar.
c) GERÇEKÇİ TİP : Peri masalları ve hayali macera romanlarını sevmez .
d) ENTELEKTÜEL TİP : Nedenleri araştırır .Her şeyin anlatılmasını ister. Öğretici materyalden çok hoşlanır. Bir hikayenin verdiği dersi veya uygulamadaki yararını arar. Bu nedenle edebi olmayan eserleri tercih eder ve daha erken yaşta öğrenmek ister.
e) ESTETİK TİP : Kelimelerin seslerinden , ritminden ve kafiyesinden , özellikle de şiirden hoşlanır.Şiirleri ezberlemeyi sever. Çoğu zaman kitapları tekrar okur.



DÜNYANIN EN İYİ ON ROMANI

· SAVAŞ VE BARIŞ ( LEON TOLSTOY )

· GORIOT BABA ( HONORO DE BALZAC)

· TOM JONES ( HENRY FIELDING )

· AŞK VE GURUR ( JANE AUSTEN )

· KIZIL İLE KARA ( STENDHAL )

· RÜZGARLI BAYIR ( EMILY BRONTE )

· MADAME BOWARY ( GUSTAVE FLAUBERT )

· DAVID COPPERFIELD ( CHARLES DICKENS )

· MOBY DİCK ( HERMAN MERVILLE )

· KARAMAZOV KARDEŞLER ( FYODOR DOSTOYEVSKİ )


KAYNAK : ÖZEN FERHAT , TÜRKİYE’DE OKUMA ALIŞKANLIĞI, KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI , ANKARA 2001.

Hiç yorum yok: